|
|
 |
TETİKÇİ
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtigi adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:
- 'Para nerede?' Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- 'Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum.' Tercüman tercüme etti:
- 'Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. ' Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
- 'Şimdi sor bakalım, para nerede.' Tercüman işaretle sordu:
- 'Para nerede?'
- Sağır dilsiz kan ter içinde isaretle yanıt verdi:
- 'Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yüz bin dolar var.'
- 'Ne söyledi?' dedi Baba. Tercüman yanıtladı:
- 'Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz .... istermiş.'
OTOBÜS ŞÖFÖRÜ HİDAYET
Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam Peder dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek Peder e sorar:
- Hiç günahın var mı Peder ?
- Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim.
- Melek : Çok iyi bunları biliyorduk zaten al sana cennetin gümüş anahtarı der ve sonra Hidayet'e döner. Senin hiç günahın var mı Hidayet?
- Hidayet : Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım.
- Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz. Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı...
- Peder bu olaya sinirlenir. Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz haksızlık değil mi ?
- Melek gülerek.. 'Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu, ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu...
ÇİNLİ VE SPİLELBERG
Bir Çinli bir bara girer ve orada Steven Spielberg'i görür onun bir hayranı olduğu için yanına koşar ve imzalı bir fotograf ister Spielberg beklenmedik bir sekilde Çinli'yi tokatlar şaşkın Çin'li sorar:
- 'Neden böyle yaptınız?'
- Spielberg 'Siz II. Dünya Savaşında bizim Pearl Harbour limanını bombaladınız' Çin'li daha da şaşkın:
- 'Ama onlar Japonlardı, ben ise Çin'liyim.!..' Spielberg: ' Çin'li, Japon, Koreli, Vietnamlı, hepsi aynı bok' Bunun üzerine Çin'li de Spielberg'e bir tokat atar. Bu defa şaşkın
-Spielberg sorar: 'Peki sen beni niye tokatladın?'
- Çin'li: 'Siz de Titanic'i batırdınız, Titanik'deki yolcular arasında benim atalarım vardı'
-Spielberg: 'Manyak mısın, Titanik'i batıran bir 'Aysberg'di'
-Çin'li: 'Aysberg, Spielberg, Carlsberg, hepsi aynı bok'
İMAMLARIN MAÇI
Trabzonlu imamlarla, Rizeli imamlar turnuva düzenleyip maç yaparlarmış; ama her defasında Rizeli imamlar yenerlermiş. Trabzonun takım kaptanı Temel Hoca demiş ki; 'uşaklar bu böyle gitmez, bizim Trabzonsporlu Hami'yi takıma alalım, diyelim ki bu bizim merkez caminin yeni hocası.' Diğerleri de kabul etmişler ve maça gitmisler Rize'ye. Dönüşte takım kaptanı Temel Hoca'ya sormuşlar, 'mac ne oldu? diye; '2-1 yenildik' demiş. 'Peki golleri kim attı?' diye sormuşlar; Temel 'bizim golü Hami Hoca attı; onların golleri de Del Pierro Hoca ile Roberto Carlos Hoca attı..' demiş.
GELİN KAYNANA
Gelin kaynana karşı karşıya oturmuşlar.
Kaynana ;
— Gelin sen daha yenisin. Birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak anlayalım demiş.
Gelin de ;
-Tabi Anne konuşalım demiş..
Kaynana başlamış anlatmaya.
—Aman kızım benim 3 halim vardır, dikkat et.
—Sağıma gül Takmışsam; Neşeli olurum. Her yola gelirim.
—Kulağımın arkasına gül takmışsam Havamda olmam. Çok ısrarcı Olma.
— Eğer ki yakama ya da kulağıma gül takmamışsam sakin ha,
Etrafımda Dolaşma çok sinirli Olurum.
Gelin, kaynana lafını bitirince girmiş lafa;
-Amaaaan Anneee..
Benim öyle 3-5 halim falan yoktur.
Bacak Bacak Üstüne atarım,
Sigaramı yakarım.
Sen gülünü KIÇINA DA taksan
Ben keyfime Bakarım
RESEPSİYON
Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor: - "Barmen bana bir bira". Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor: - "Birader sen laz mısın?" Temel: "uuuy nasil anladın" diyor: - "Burası resepsiyon bar karşıda.."
OTOBÜS
Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temel: - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor."
PAPAZ
Temel Amerika'da trafik polisidir. Bisikletle yol trafiğini ihlal eden bir papazı durdurur: - "Dur, ceza yazacağım." - "Ceza mı? Yazamazsın." - "Haçan nedenmiş o?" Papaz gülerek cevap vermiş: - "Benim sağ kolumda İsa, sol kolumda Meryem var." Temel hemen atılarak: - "Uy da, yazacuğum. Bisiklete üç kişi bineysun!.."
UÇAK
Temel uçakla Trabzon'a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rastgele. Asıl yer sahibi gelmiş: - "Beyfendi burası benim yerim kalkar mısınız?" - "Hayır." - "Beyfendi burası benim yerim kalkın." - "Hayır." Yer sahibi gider hostese başvurur. - "Beyfendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen?" - "Kalkmam." Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur. Kaptan, Temel'in kulağına bir şey fısıldar ve Temel kalkar, arka tarafa oturur. Herkes hayret etmiş durumdadır, "biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu" diye. Dayanamıyorlar, Kaptan'a soruyorlar: - "Dedim ki burası Trabzon'a gitmez.."
TÜP GEÇİT
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."
MOTOR
İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur". Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağın ikinci motoru da bozuldu....". Temel Dursun'a dönmüş: - "Tursun desene geceyi burda geçireceğiz."
YUNUS BALIĞI
Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara gore insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım", demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: - "Yüzme bilmiyordum, boğuldum!"
|
|
 |
|
|
|
|
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.
Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2009 - Hasan KOCA
2004 - Hasan KOCA
1999 - Recep KOCA
1994 - Recep KOCA
1989 - Recep KOCA
1984 - Hasan ÖNEM |
|
Köyün geleneksel yemekleri mısır unundan yapılan KAÇAMAK ve BULAMAÇ en çok bilinenleridir.Makarna fabrikalarından önce kışlık KUSKUS ve BULGUR'da evlerde yapılırdı.
|
|
Samsun iline 80 km, Bafra ilçesine 30 km uzaklıktadır.Derbent Baraj Gölü Kenarında,kuşbakışı manzarası görülmeğe değerdir.Ayrıca tarihi açıdan bakıldığında,rum döneminden kalma bir kilise mevcut olup,restörasyon yapılmayı beklemektedir.Göl ve orman güzelliği iç içedir.Minimal miktarda balıkçılık yapılmaktadır.Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
|
|
Yıllara göre köy nüfus verileri
2008 - 180
2000 - 166
1997 - ---
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi mevcuttur. Ptt şubesi ve ptt acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır |
|
|
 |
|
|
|
|